DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları, Brezilyalı
meslektaşım, değerli dostum Mauro Vieira’yı Ankara’da ağırlamaktan büyük
memnuniyet duyuyorum. Kendisi G-20 vesilesiyle Şubat ayında bizleri
Brezilya’da en iyi şekilde ağırlamıştı. Dün de Rusya’da BRICS Toplantısı’nda
birlikteydik. Bugünse ülkemizde tekrar bir araya gelmenin mutluluğunu
yaşıyoruz.
Değerli mevkidaşımla sadece ikili ilişkilerimizi değil, uluslararası
gündemin önemli başlıklarını da ele alma imkânımız oldu. Ülkelerimiz
arasındaki ilişkiler esasen Osmanlı dönemine kadar uzanmakta. İkili
ilişkilerimizin özellikle son yıllarda giderek güçlendiğini, her alanda daha
da geliştiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva arasındaki
samimi dostluk ülkelerimiz arasındaki ilişkilere elbette olumlu yansımakta.
Ülkelerimiz liderlerimizin çizdiği rota doğrultusunda pek çok uluslararası
meselede aynı hassasiyetleri, aynı vizyonu paylaşmakta. Türkiye ve Brezilya
aradaki coğrafi uzaklığın aksine birbirleriyle son derece yakın diyalog
içerisindedir. İlişkilerimizi geliştirirken birbirimizin yanında olmaya
özen gösteriyor, sevinçlerimizi de acılarımızı da paylaşıyoruz.
Biliyorsunuz Brezilya’daki eyaletlerden Rio Grande do Sul geçen ay korkunç
bir sel felaketine maruz kalmıştı. Bölgede ciddi hasar meydana geldi ve
maalesef pek çok can kaybı yaşandı. Bu vesileyle dostum Vieira’nın şahsında
Brezilya hükümetine ve dost Brezilya halkına bir kez daha en içten
taziyelerimi sunmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Bakan Vieira’yla bugün ikili ilişkilerimizin tüm
veçhelerini ele aldık. Ülkelerimiz arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel
ilişkileri geliştirme konusunda mutabık kaldık. Brezilya bizim Latin
Amerika’daki en büyük ticaret ortağımız. Ticaret hacmimiz geçen yıl
itibariyle 5 milyar dolara ulaşmış durumda. Bunu dengeli bir şekilde daha da
artırmayı hedefliyoruz. Değerli dostumla karşılıklı yatırımları nasıl
artırabileceğimizi de ele aldık. Aynı zamanda turizm konusunu tartıştık.
Geçtiğimiz yıl 103 bin Brezilyalı turist ülkemize gelmişti. Bu sayıyı daha
da artırma, ayrıca turizm sektöründe iş birliği yapma hususunda da
hemfikiriz.
Değerli basın mensupları, görüşmemizde küresel gelişmeler hakkında da
istişarelerde bulunduk. Ülkelerimizin yaklaşımlarının birçok konuda
örtüştüğünü müşahede ettik. Gazze konusunda da Brezilya’yla büyük oranda
aynı hassasiyetleri paylaşıyoruz. Brezilya’nın İsrail-Filistin
meselesindeki duruşunu takdirle karşılıyoruz. Katledilen Filistinli sayısı
36 bini aştı, bunların çoğu kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. 7 Ekim’den bu
yana 100’den fazla gazeteci öldürüldü. Çeşitli ülkelerden 200’ü aşkın
insani yardım görevlisi katledildi. İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen
ülkeler bu katliamı hâlâ görmezden gelmeye devam ediyorlar. Bununla da
yetinmeyip İsrail’e durmadan silah ve mühimmat yardımı yapıyorlar. Durum
apaçık ortada: Fundamentalist Netanyahu hükümeti sistematik katliamını
sürdürüyor. D-8 ülkelerinin Dışişleri Bakanları olarak İstanbul’da
yaptığımız toplantıda da açıkça vurguladığımız üzere bizler Gazze’deki
vahşete seyirci kalmayacağız. Körfez İşbirliği Konseyi bünyesindeki Arap
kardeşlerimizden BRICS bünyesindeki dostlarımıza varana kadar Gazze’deki
trajedi herkesi kaygılandırıyor. Katliamı görmezden gelenler vebal
altındadırlar. Filistin coğrafyasında barışın tek yolu iki devletli
çözümdür. Bizler Gazze’de akan kanın durması için önümüzdeki süreçte de
yoğun çaba harcamaya devam edeceğiz.
Değerli basın mensupları, Brezilya’nın Filistinlilerle dayanışma içerisinde
olmasını takdirle karşılıyoruz. Brezilya, Filistin’in Birleşmiş
Milletler’de tam üye olarak tanınması için aktif şekilde çalışmaya devam
etmektedir. Ayrıca Brezilya’nın, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail
aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda başlattığı davayı destekleyen
açıklamasından da memnuniyet duyuyoruz. Brezilya’yı başarıyla sürdürdüğü
G-20 Dönem Başkanlığı için ayrıca tebrik ediyorum. 2025 yılında üstleneceği
COP30 ve BRICS Dönem Başkanlıkları için de şimdiden kendilerine başarılar
diliyorum.
Kıymetli konuğuma tekrar ülkemize hoş geldiniz diyor, sözü kendisine
bırakıyorum.
BREZİLYA DIŞİŞLERİ BAKANI MAURO VIEIRA [SİMULTANE TERCÜME]
https://youtu.be/Jm4epEC318U?t=307
SORU- Sayın Bakan, hoş geldiniz. Öncelikle Filistin ve Gazze’yle ilgili
düşüncelerinizi sormak istiyorum. Amerika Birleşik Devletleri’nin önermiş
olduğu ateşkes planı geçti, ancak bu plan ne kadar uygulanabilir sizce?
Ateşkes sonrasıyla ilgili somut olarak yönetimsel öneriler sunmuyor bu
plan. Diğer yandan uluslararası toplum Filistin için başka hangi adımları
atabilir? Bir de açıklamanızda da ikili ilişkilere değindiniz, iş
birliklerinden söz ettiniz ama daha somut olarak konuşmak gerekirse
Brezilya ve Türkiye ilişkilerinin derinleştirilmesi için hangi adımları
atmayı planlıyorsunuz son dönemde? Teşekkür ederim.
BREZİLYA DIŞİŞLERİ BAKANI MAURO VIEIRA [SİMULTANE TERCÜME]
https://youtu.be/Jm4epEC318U?t=799
SORU- Son dönemde pek çok ziyarette bulundunuz; NATO, D-8, KİK ve BRICS
toplantılarına katıldınız, Çin’e gittiniz, Rusya’da temaslarda bulundunuz,
Putin’le de görüştünüz. Başta Rusya temaslarınız olmak üzere bu
ziyaretlerinizi nasıl değerlendirirsiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- İfade ettiğiniz gibi, özellikle iki haftadır
çok yoğun bir diplomasi trafiğimiz oldu. Bunların paternine baktığınız
zaman aslında bir gerçek ortaya çıkıyor, o da şu: Türk dış politikası
dünyaya ve olaylara 360 derece bakıyor ve böyle bakmaya devam etmek
zorundayız. Dünyanın her köşesindeki siyasi, ekonomik ve toplumsal
gelişmelerin nabzını tutmamız gerekiyor. Dış ilişkilerimizi uluslararası
gündeme ve küresel sisteme etki edebilen bir aktör olarak yürütmemiz
gerekiyor.
Diğer taraftan, zaman kıymetli, dolayısıyla bir kıtadan diğerine kritik
platformlarda yer almaya ve küresel gündeme tesir edebilen dinamik bir
etkileşim kurmaya da önem veriyoruz.
Son birkaç hafta içindeki ziyaret trafiğimize baktığımızda örnek verecek
olursam, Mayıs ayında Prag’da NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na
katılıp müttefiklerimizle bir araya geldik. Burada NATO konularına ilaveten
özellikle Ukrayna ve Filistin’deki acil barışın ve ateşkesin vurgusunu yapan
öncü ülkelerden biri Türkiye oldu. Bunun hemen ardından biliyorsunuz Çin
ziyaretimiz oldu. Çin ile ikili ilişkilerimizi, bölgesel ve küresel
sorunları masaya yatırdık, çok sayıda Çinli yetkiliyle bir araya geldik.
Daha sonra Urumçi ve Kaşgar’daki kardeşlerimizle bir araya geldik, bölgede
incelemede bulunduk. Bunun hemen arkasından 8 Haziran’da İstanbul’da D-8
Bakanlar Konseyi Olağanüstü Toplantısı’na ev sahipliği yaptık. D-8
Dışişleri Bakanları Konseyi epey bir aradan sonra Gazze konulu olağanüstü
toplanmıştı. Özellikle Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu
göstermek için ve bazı somut tedbirleri hayata geçirmek için yoğun bir
mesai yaptık. Ertesi gün Doha’ya geçtik, orada da Körfez İşbirliği
Konseyi-Türkiye Özel Bakanlar Konseyi Toplantısı’na katıldık. Biliyorsunuz
bölgeyle yaşanan normalleşme süreci sonucunda sekiz yıl sonra bu toplantıyı
ilk defa yapıyoruz. Burada da hem Körfez ülkeleriyle olan ilişkimiz hem
Körfez ülkeleriyle Türkiye’nin küresel ve bölgesel konulara yaklaşımı ve
tabii ki olmazsa olmazımız Filistin meselesi masaya yatırıldı. Hem ikili
ilişkilerin geliştirilmesindeki ortak iradeyi görmek hem de Filistin
konusunda aynı noktada durduğumuzu görmek bize güç verdi.
Doha’dayken ikili görüşmelerimizi de yaptık; Devlet Başkanı Emir Şeyh
Temim’le bir araya geldik, Başbakan ve Dışişleri Bakanı dostum Muhammed Bin
Abdurrahman’la buluştuk. Orada ateşkes müzakerelerini görmek ve arazideki
son durumu değerlendirmek üzere Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye ve
arkadaşlarıyla bir araya gelme imkânımız oldu. Orada devam eden müzakereler
konusunda görüş teatisinde bulunduk. Bu görüş teatisinin şu son günlerde
aslında ortaya çıkan tavırlarda da olumlu rol oynadığını görmekten açıkçası
memnun olduğumu ifade etmek istiyorum.
Doha’dan sonra durmadık, hemen oradan Rusya’ya gittik. Rusya’da iki ayaklı
bir ziyaret gerçekleştirdim. Moskova’da ikili temaslarda bulunurken, Nizhny
Novgorod’da BRICS+ Toplantısı’na katıldık. Moskova’yla ikili temaslarımızda
Devlet Başkanı Sayın Putin tarafından kabul edildim. Dışişleri Bakanı
Lavrov, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Şoygu, Dış İstihbarat Servisi
Başkanı Sergey Narışkin ve Devlet Başkanı Danışmanı Levitin’le ve diğer
yetkililerle bir araya gelme imkânım oldu. İkili ilişkileri, bölgesel
ilişkileri çok detaylı bir şekilde masaya yatırdık. Özellikle Ukrayna’da
devam eden savaş ve buna yönelik neler yapılabilir ve tabii ki Suriye
meselesi başlıca konular arasındaydı.
Burada enerjiden ticarete, güvenlikten ulaştırmaya iki ülke arasındaki
çeşitli konuları da ele aldık. Tabii ki Filistin meselesi ve Güney Kafkasya
konularını da çok derinlemesine konuştuk. Filistin meselesinde de Rusya’nın
aynı şekilde düşünüyor olması bizi memnun etti. Özellikle Ukrayna konusunda
Türkiye’nin yaklaşımlarına da sıcak baktıklarını duymaktan memnuniyet
duyduğumuzu ifade etmek isterim.
Rusya’da yaşayan 120 bin Ahıska Türkü kardeşimiz var. Moskova’dayken
bunları temsilcileriyle bir araya gelme imkânımız oldu. Onların Rusya’daki
yaşamlarını, konularını dinledik, gerçekten iyi bir görüşme oldu. Ayrıca
Büyükelçiliğimizin ev sahipliğinde Rusya’da faaliyet gösteren Türk iş
adamlarıyla bir araya geldim. İş adamlarımızın sorunlarını, çalışmalarını
birinci elden Cumhurbaşkanımız adına dinleme imkânı buldum. Gerçekten hem
göğsüm kabardı, hem de arkadaşlarımızın sorunlarını dinlediğim için gün
boyu yaptığım görüşmelerde, Sayın Putin’le yaptığımız görüşmeler dahil
olmak üzere, iş adamlarımızın konularını ilgili muhataplara taşıma
imkânımız oldu.
Nizhny Novgorod’daki BRICS Toplantısı da oldukça önemliydi. BRICS gündemini
anlamak ve üyelerin görüşlerini ilk elden dinlemek bakımından oldukça
faydalı oldu. BRICS’in küresel ekonomik sistemde yaklaşım, kimlik ve
siyaset çeşitliliğini arttıran bir örgüt olduğunu bir kez daha gördük.
BRICS, mevcut sistemin çeşitlenmesi bakımından bizim değerlendirmemize göre
önemli bir işlev üstlenmekte.
Toplantı vesilesiyle Etiyopya, Küba, Belarus ve Kazakistan Dışişleri
Bakanları ile de ikili görüşmeler gerçekleştirdik. Bugün de diplomasi
trafiğimiz devam ediyor, Brezilyalı mevkidaşımı Ankara’da ağırlıyorum.
Yarın Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’e gideceğiz, orada Güneydoğu
Afrika Ülkeleri İşbirliği Zirvesi’ne katılıp ertesi gün İtalya’da yapılacak
G-7 Toplantısı’nda Sayın Cumhurbaşkanımıza refakat edeceğiz. Uluslararası
meselelere dair görüşlerimizi aktarıp Filistinli kardeşlerimizin
sorunlarını her zamanki gibi gündeme orada da taşıyacağız. İnşallah arife
günü ve Kurban Bayramı’nın ilk günü İsviçre’deki Ukrayna Barış Zirvesi’nde
ülkemizi temsil edeceğiz, adil bir barışın sağlanmasına yönelik
görüşlerimizi paylaşacağız.
Avrupa’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Balkanlar’a gerçekleştirdiğimiz
ziyaretlerin her birinin arkasında gerçekten çok ciddi bir çalışma ve emek
var, arkadaşlarım inanılmaz bir fedakârlıkla gece gündüz çalışmakta, büyük
bir dikkat ortaya koymakta. Bu yoğun gündemde ülkemizi ve milletimizi
temsil ediyor olmak da bize ayrıca onur vermekte. Ben bu vesileyle ilginiz
için tekrar çok teşekkür ediyorum.
* Interpress deşifresidir.