Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Brezilya Dışişleri Bakanı Mauro Vieira ile Ortak Basın Toplantısı, 12 Haziran 2024

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları, Brezilyalı meslektaşım, değerli dostum Mauro Vieira’yı Ankara’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Kendisi G-20 vesilesiyle Şubat ayında bizleri Brezilya’da en iyi şekilde ağırlamıştı. Dün de Rusya’da BRICS Toplantısı’nda birlikteydik. Bugünse ülkemizde tekrar bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Değerli mevkidaşımla sadece ikili ilişkilerimizi değil, uluslararası gündemin önemli başlıklarını da ele alma imkânımız oldu. Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler esasen Osmanlı dönemine kadar uzanmakta. İkili ilişkilerimizin özellikle son yıllarda giderek güçlendiğini, her alanda daha da geliştiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımız ve Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva arasındaki samimi dostluk ülkelerimiz arasındaki ilişkilere elbette olumlu yansımakta. Ülkelerimiz liderlerimizin çizdiği rota doğrultusunda pek çok uluslararası meselede aynı hassasiyetleri, aynı vizyonu paylaşmakta. Türkiye ve Brezilya aradaki coğrafi uzaklığın aksine birbirleriyle son derece yakın diyalog içerisindedir. İlişkilerimizi geliştirirken birbirimizin yanında olmaya özen gösteriyor, sevinçlerimizi de acılarımızı da paylaşıyoruz.

Biliyorsunuz Brezilya’daki eyaletlerden Rio Grande do Sul geçen ay korkunç bir sel felaketine maruz kalmıştı. Bölgede ciddi hasar meydana geldi ve maalesef pek çok can kaybı yaşandı. Bu vesileyle dostum Vieira’nın şahsında Brezilya hükümetine ve dost Brezilya halkına bir kez daha en içten taziyelerimi sunmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Bakan Vieira’yla bugün ikili ilişkilerimizin tüm veçhelerini ele aldık. Ülkelerimiz arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirme konusunda mutabık kaldık. Brezilya bizim Latin Amerika’daki en büyük ticaret ortağımız. Ticaret hacmimiz geçen yıl itibariyle 5 milyar dolara ulaşmış durumda. Bunu dengeli bir şekilde daha da artırmayı hedefliyoruz. Değerli dostumla karşılıklı yatırımları nasıl artırabileceğimizi de ele aldık. Aynı zamanda turizm konusunu tartıştık. Geçtiğimiz yıl 103 bin Brezilyalı turist ülkemize gelmişti. Bu sayıyı daha da artırma, ayrıca turizm sektöründe iş birliği yapma hususunda da hemfikiriz.

Değerli basın mensupları, görüşmemizde küresel gelişmeler hakkında da istişarelerde bulunduk. Ülkelerimizin yaklaşımlarının birçok konuda örtüştüğünü müşahede ettik. Gazze konusunda da Brezilya’yla büyük oranda aynı hassasiyetleri paylaşıyoruz. Brezilya’nın İsrail-Filistin meselesindeki duruşunu takdirle karşılıyoruz. Katledilen Filistinli sayısı 36 bini aştı, bunların çoğu kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. 7 Ekim’den bu yana 100’den fazla gazeteci öldürüldü. Çeşitli ülkelerden 200’ü aşkın insani yardım görevlisi katledildi. İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen ülkeler bu katliamı hâlâ görmezden gelmeye devam ediyorlar. Bununla da yetinmeyip İsrail’e durmadan silah ve mühimmat yardımı yapıyorlar. Durum apaçık ortada: Fundamentalist Netanyahu hükümeti sistematik katliamını sürdürüyor. D-8 ülkelerinin Dışişleri Bakanları olarak İstanbul’da yaptığımız toplantıda da açıkça vurguladığımız üzere bizler Gazze’deki vahşete seyirci kalmayacağız. Körfez İşbirliği Konseyi bünyesindeki Arap kardeşlerimizden BRICS bünyesindeki dostlarımıza varana kadar Gazze’deki trajedi herkesi kaygılandırıyor. Katliamı görmezden gelenler vebal altındadırlar. Filistin coğrafyasında barışın tek yolu iki devletli çözümdür. Bizler Gazze’de akan kanın durması için önümüzdeki süreçte de yoğun çaba harcamaya devam edeceğiz.

Değerli basın mensupları, Brezilya’nın Filistinlilerle dayanışma içerisinde olmasını takdirle karşılıyoruz. Brezilya, Filistin’in Birleşmiş Milletler’de tam üye olarak tanınması için aktif şekilde çalışmaya devam etmektedir. Ayrıca Brezilya’nın, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda başlattığı davayı destekleyen açıklamasından da memnuniyet duyuyoruz. Brezilya’yı başarıyla sürdürdüğü G-20 Dönem Başkanlığı için ayrıca tebrik ediyorum. 2025 yılında üstleneceği COP30 ve BRICS Dönem Başkanlıkları için de şimdiden kendilerine başarılar diliyorum.

Kıymetli konuğuma tekrar ülkemize hoş geldiniz diyor, sözü kendisine bırakıyorum.

BREZİLYA DIŞİŞLERİ BAKANI MAURO VIEIRA [SİMULTANE TERCÜME]

https://youtu.be/Jm4epEC318U?t=307

SORU- Sayın Bakan, hoş geldiniz. Öncelikle Filistin ve Gazze’yle ilgili düşüncelerinizi sormak istiyorum. Amerika Birleşik Devletleri’nin önermiş olduğu ateşkes planı geçti, ancak bu plan ne kadar uygulanabilir sizce? Ateşkes sonrasıyla ilgili somut olarak yönetimsel öneriler sunmuyor bu plan. Diğer yandan uluslararası toplum Filistin için başka hangi adımları atabilir? Bir de açıklamanızda da ikili ilişkilere değindiniz, iş birliklerinden söz ettiniz ama daha somut olarak konuşmak gerekirse Brezilya ve Türkiye ilişkilerinin derinleştirilmesi için hangi adımları atmayı planlıyorsunuz son dönemde? Teşekkür ederim.

BREZİLYA DIŞİŞLERİ BAKANI MAURO VIEIRA [SİMULTANE TERCÜME]

https://youtu.be/Jm4epEC318U?t=799

SORU- Son dönemde pek çok ziyarette bulundunuz; NATO, D-8, KİK ve BRICS toplantılarına katıldınız, Çin’e gittiniz, Rusya’da temaslarda bulundunuz, Putin’le de görüştünüz. Başta Rusya temaslarınız olmak üzere bu ziyaretlerinizi nasıl değerlendirirsiniz?

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- İfade ettiğiniz gibi, özellikle iki haftadır çok yoğun bir diplomasi trafiğimiz oldu. Bunların paternine baktığınız zaman aslında bir gerçek ortaya çıkıyor, o da şu: Türk dış politikası dünyaya ve olaylara 360 derece bakıyor ve böyle bakmaya devam etmek zorundayız. Dünyanın her köşesindeki siyasi, ekonomik ve toplumsal gelişmelerin nabzını tutmamız gerekiyor. Dış ilişkilerimizi uluslararası gündeme ve küresel sisteme etki edebilen bir aktör olarak yürütmemiz gerekiyor.

Diğer taraftan, zaman kıymetli, dolayısıyla bir kıtadan diğerine kritik platformlarda yer almaya ve küresel gündeme tesir edebilen dinamik bir etkileşim kurmaya da önem veriyoruz.

Son birkaç hafta içindeki ziyaret trafiğimize baktığımızda örnek verecek olursam, Mayıs ayında Prag’da NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılıp müttefiklerimizle bir araya geldik. Burada NATO konularına ilaveten özellikle Ukrayna ve Filistin’deki acil barışın ve ateşkesin vurgusunu yapan öncü ülkelerden biri Türkiye oldu. Bunun hemen ardından biliyorsunuz Çin ziyaretimiz oldu. Çin ile ikili ilişkilerimizi, bölgesel ve küresel sorunları masaya yatırdık, çok sayıda Çinli yetkiliyle bir araya geldik. Daha sonra Urumçi ve Kaşgar’daki kardeşlerimizle bir araya geldik, bölgede incelemede bulunduk. Bunun hemen arkasından 8 Haziran’da İstanbul’da D-8 Bakanlar Konseyi Olağanüstü Toplantısı’na ev sahipliği yaptık. D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi epey bir aradan sonra Gazze konulu olağanüstü toplanmıştı. Özellikle Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek için ve bazı somut tedbirleri hayata geçirmek için yoğun bir mesai yaptık. Ertesi gün Doha’ya geçtik, orada da Körfez İşbirliği Konseyi-Türkiye Özel Bakanlar Konseyi Toplantısı’na katıldık. Biliyorsunuz bölgeyle yaşanan normalleşme süreci sonucunda sekiz yıl sonra bu toplantıyı ilk defa yapıyoruz. Burada da hem Körfez ülkeleriyle olan ilişkimiz hem Körfez ülkeleriyle Türkiye’nin küresel ve bölgesel konulara yaklaşımı ve tabii ki olmazsa olmazımız Filistin meselesi masaya yatırıldı. Hem ikili ilişkilerin geliştirilmesindeki ortak iradeyi görmek hem de Filistin konusunda aynı noktada durduğumuzu görmek bize güç verdi.

Doha’dayken ikili görüşmelerimizi de yaptık; Devlet Başkanı Emir Şeyh Temim’le bir araya geldik, Başbakan ve Dışişleri Bakanı dostum Muhammed Bin Abdurrahman’la buluştuk. Orada ateşkes müzakerelerini görmek ve arazideki son durumu değerlendirmek üzere Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye ve arkadaşlarıyla bir araya gelme imkânımız oldu. Orada devam eden müzakereler konusunda görüş teatisinde bulunduk. Bu görüş teatisinin şu son günlerde aslında ortaya çıkan tavırlarda da olumlu rol oynadığını görmekten açıkçası memnun olduğumu ifade etmek istiyorum.

Doha’dan sonra durmadık, hemen oradan Rusya’ya gittik. Rusya’da iki ayaklı bir ziyaret gerçekleştirdim. Moskova’da ikili temaslarda bulunurken, Nizhny Novgorod’da BRICS+ Toplantısı’na katıldık. Moskova’yla ikili temaslarımızda Devlet Başkanı Sayın Putin tarafından kabul edildim. Dışişleri Bakanı Lavrov, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Şoygu, Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin ve Devlet Başkanı Danışmanı Levitin’le ve diğer yetkililerle bir araya gelme imkânım oldu. İkili ilişkileri, bölgesel ilişkileri çok detaylı bir şekilde masaya yatırdık. Özellikle Ukrayna’da devam eden savaş ve buna yönelik neler yapılabilir ve tabii ki Suriye meselesi başlıca konular arasındaydı.

Burada enerjiden ticarete, güvenlikten ulaştırmaya iki ülke arasındaki çeşitli konuları da ele aldık. Tabii ki Filistin meselesi ve Güney Kafkasya konularını da çok derinlemesine konuştuk. Filistin meselesinde de Rusya’nın aynı şekilde düşünüyor olması bizi memnun etti. Özellikle Ukrayna konusunda Türkiye’nin yaklaşımlarına da sıcak baktıklarını duymaktan memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim.

Rusya’da yaşayan 120 bin Ahıska Türkü kardeşimiz var. Moskova’dayken bunları temsilcileriyle bir araya gelme imkânımız oldu. Onların Rusya’daki yaşamlarını, konularını dinledik, gerçekten iyi bir görüşme oldu. Ayrıca Büyükelçiliğimizin ev sahipliğinde Rusya’da faaliyet gösteren Türk iş adamlarıyla bir araya geldim. İş adamlarımızın sorunlarını, çalışmalarını birinci elden Cumhurbaşkanımız adına dinleme imkânı buldum. Gerçekten hem göğsüm kabardı, hem de arkadaşlarımızın sorunlarını dinlediğim için gün boyu yaptığım görüşmelerde, Sayın Putin’le yaptığımız görüşmeler dahil olmak üzere, iş adamlarımızın konularını ilgili muhataplara taşıma imkânımız oldu.

Nizhny Novgorod’daki BRICS Toplantısı da oldukça önemliydi. BRICS gündemini anlamak ve üyelerin görüşlerini ilk elden dinlemek bakımından oldukça faydalı oldu. BRICS’in küresel ekonomik sistemde yaklaşım, kimlik ve siyaset çeşitliliğini arttıran bir örgüt olduğunu bir kez daha gördük. BRICS, mevcut sistemin çeşitlenmesi bakımından bizim değerlendirmemize göre önemli bir işlev üstlenmekte.

Toplantı vesilesiyle Etiyopya, Küba, Belarus ve Kazakistan Dışişleri Bakanları ile de ikili görüşmeler gerçekleştirdik. Bugün de diplomasi trafiğimiz devam ediyor, Brezilyalı mevkidaşımı Ankara’da ağırlıyorum. Yarın Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’e gideceğiz, orada Güneydoğu Afrika Ülkeleri İşbirliği Zirvesi’ne katılıp ertesi gün İtalya’da yapılacak G-7 Toplantısı’nda Sayın Cumhurbaşkanımıza refakat edeceğiz. Uluslararası meselelere dair görüşlerimizi aktarıp Filistinli kardeşlerimizin sorunlarını her zamanki gibi gündeme orada da taşıyacağız. İnşallah arife günü ve Kurban Bayramı’nın ilk günü İsviçre’deki Ukrayna Barış Zirvesi’nde ülkemizi temsil edeceğiz, adil bir barışın sağlanmasına yönelik görüşlerimizi paylaşacağız.

Avrupa’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Balkanlar’a gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerin her birinin arkasında gerçekten çok ciddi bir çalışma ve emek var, arkadaşlarım inanılmaz bir fedakârlıkla gece gündüz çalışmakta, büyük bir dikkat ortaya koymakta. Bu yoğun gündemde ülkemizi ve milletimizi temsil ediyor olmak da bize ayrıca onur vermekte. Ben bu vesileyle ilginiz için tekrar çok teşekkür ediyorum.

* Interpress deşifresidir.