ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANI WANG Yİ - [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/watch?v=v3tQrcVTTBI
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli meslektaşım, Sayın dostuma bu güzel
ev sahipliği ve ifadeleri için çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle Dışişleri Bakanı olarak Çin’i ziyaret etmekten duyduğum
memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Çin ve Türkiye
Asya’nın iki kadim medeniyeti, Çin ve Türk milleti Asya’nın zenginliği,
Asya’nın itici motoru. İki milletin, iki medeniyetin kurumsal işbirliği
çerçevesi içerisinde beraber çalışması ve refahı, barışı, istikrarı
ilerletme konusundaki azimleri fevkalade önemli.
Değerli basın mensupları, ziyaretime dün başladım, gerçekten yoğun bir
programımız var. Önce “Center for China and Globalizaiton” adlı düşünce
kuruluşunda bir etkinliğe katıldım, bir konuşma yaptım, daha sonra
soru-cevap kısmı oldu. Daha sonra eski mevkidaşım Çin Komünist Partisi
Merkez Komitesi Politbüro üyesi ve Siyasi ve Hukuki İşler Komisyonu Başkanı
Çen Vençing ile görüştüm. Bu sabah Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkan
Yardımcısı Sayın Han Zheng tarafından kabul edildim. Az önce de kıymetli
mevkidaşım Sayın Wang Yi ile heyetlerimizle beraber kapsamlı bir toplantı
yaptık. Gerçekten çok verimli bir toplantıydı. Ayrıca, Pekin’de dün CCTV
adlı bir kanala mülakat verme imkânımız oldu. Bu arada burada yaşayan
işadamlarımızla da bir araya geldik.
Değerli basın mensupları, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve
Çin Devlet Başkanı Sayın Xi Jinping’in ortak anlayışları ve vizyonları
doğrultusunda ikili ilişkilerimiz ilerlemeye devam ediyor. Gerçekten iki
siyasi liderin ortaya koyduğu büyük vizyon Çin ile Türkiye arasındaki
modern zamanlardaki ilişkinin kurumsallaşarak ve derinleşerek ilerlemesinde
önemli bir temel teşkil etmekte.
Amacımız, karşılıklı saygı ve yarar temelinde halklarımızın refahını
artıracak adımları atmaktır. İlişkilerimizin önemli bir ayağını ekonomik
ilişkiler oluşturmaktadır. Malumunuz ikili ticaret hacmimiz 2023 yılında 48
milyar Dolar düzeyine ulaşmıştır. Çin, Türkiye’nin Asya’da birinci, dünyada
üçüncü büyük ticaret ortağıdır. Bu ticaret büyük oranda Çin’in lehinedir.
Ticaret rakamlarını nasıl daha dengeli hale getirebiliriz konusunu tüm
görüşmelerimizde gündeme getirdik. Türk tarım ürünlerinin ithalatı
konusundaki kısıtlamaların kaldırılması gibi pratik tekliflerde bulundum.
Turizm, işbirliğimizi daha da geliştirmek istediğimiz bir diğer alandır.
Daha fazla Çinli turistin ülkemize gelmesini hedeflemekteyiz. Çin Kültür ve
Turizm Bakanı da bu konuları ele almak üzere bu hafta Türkiye’yi ziyaret
edecekler.
Özellikle enerji alanına da yoğunlaşmak istiyoruz. Nükleer enerji ve
kıymetli madenlerin değerlendirilmesi alanlarında da işbirliği imkanları
bulunmakta. Bu konularda ilgili kurumlarımız, firmalarımız görüşmekte.
Öte yandan Çinli şirketleri özellikle yüksek teknolojili ürünlerde
ülkemizde üretim yapmaya ve AR-GE merkezleri kurmaya davet ediyoruz.
Böylelikle Çinli şirketlerin Türkiye üzerinden Avrupa, Ortadoğu ve Afrika
piyasalarına erişimleri de kolaylaşacaktır.
Büyük önem verdiğimiz bir diğer konu da ulaştırma konusudur. Bu dönemde
Kuşak ve Yol Girişimi ile Hazar geçişli Doğu-Batı Orta Koridor Girişimimiz
daha da büyük önem kazanmıştır. Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor’un
uyumlaştırılması, diğer bazı ulaştırma koridorlarıyla entegrasyonu için,
örneğin Irak’taki Kalkınma Yolu gibi, somut adımlar atmayı hedefliyoruz.
Değerli basın mensupları, Türkiye olarak ikili işbirliği mekanizmalarına
işlerlik kazandırmak istiyoruz. Bu konuda değerli meslektaşımla da mutabık
kaldık. Bu amaçla Hükümetlerarası İşbirliği Komitesi Eş Başkanlığı görevine
Cumhurbaşkanımız tarafından Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek
atanmıştır. Komitenin bu yıl içinde toplanmasını arzu ettiğimizi buradaki
toplantılarda meslektaşıma ilettim.
Bu yıl Çin Devlet Başkanı Sayın Xi Jinping’i de ülkemizi ağırlamak
istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın davetini tekrar Çinli meslektaşımıza ilettim.
Değerli basın mensupları, uluslararası ilişkilerin pek çok alanında
Türkiye’yle Çin’in örtüşen görüşe sahip olduğunu görüyoruz. Her iki ülke de
uluslararası sistemde daha adil bir anlayışın hakim olmasını savunuyor.
Türkiye’yle Çin arasında sürdürülecek iyi ilişkiler, bölgesel ve küresel
barışın, refah ve istikrarın sağlanmasına da katkı sağlayacaktır.
Asya Pasifik’teki gelişmeleri ve jeopolitik yansımalarını da yakından takip
ediyoruz. Asya Pasifik’teki sınamaların etkin çok taraflılık, yapıcı
diyalog çabaları ve ortak önceliklere dayanan bir işbirliği gerektirdiğini
düşünüyoruz.
Çin’in Filistin konusundaki duyarlılığı son derece memnuniyet vericidir.
Çin’in Filistinlilerle dayanışma içinde olmasını ve iki devletli çözümü
güçlü bir şekilde desteklemesini takdirle karşılıyoruz. Devlet Başkanı
Sayın Xi’nin Filistin’de çözüm için geniş kapsamlı yetkin ve etkili bir
uluslararası barış konferansı için çağrıda bulunması son derece önemlidir.
Ne yazık ki bazı ülkeler İsrail’in Filistin’de uyguladığı zulme destek
vermeye devam ediyorlar. İsrail’e siyasi destek ve silah sağlıyorlar, bu
ülkeler İsrail’in uyguladığı soykırıma maalesef ortak olmaya devam
ediyorlar. Gazze’de ateşkes, Gazzelilere insani yardımların kesintisiz ve
güvenli şekilde ulaştırılması ve iki devletli çözüm için önümüzdeki süreçte
de Çin ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
Ukrayna’daki savaş da uluslararası güvenlik, istikrar ve refahı sınamaya
devam etmekte. Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini
başından beri güçlü bir şekilde desteklemektedir. Adil ve kalıcı bir
barışın taraflar arasında ancak diyalog ve müzakere yoluyla
sağlanabileceğine inanmaktayız. Türkiye ve Çin’in Ukrayna’da barışın tesisi
konusunda ortak anlayışa sahip olduğunu görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu
konuda da istişarelerimizi ve birlikte çalışmayı sürdüreceğiz.
Geçtiğimiz gün Brezilya ve Çin arasında yapılan ortak barışa çağrı
açıklamasındaki maddeleri de memnuniyet verici bulmaktayız.
Değerli arkadaşlar, Türkiye’nin Çin’in toprak bütünlüğüne, siyasal
egemenliğine desteği tamdır. Çin’e yönelik silahlı terör hareketlerine
karşı desteğimiz tamdır. Özellikle Çin’i karıştırmaya yönelik, Çin’in
ekonomik gelişmesini durdurmaya yönelik uluslararası girişimleri doğru
bulmadığımızı buradan ifade etmek istiyoruz. Çin’in ortaya koyduğu ekonomik
rekabet edebilirlik yeterliliğinin başka şekilde uluslararası kamuoyuna
yansıtılması, burada farklı bir küresel mücadele üretilme çabası gerçekten
dünya barışı, istikrarı ve kalkınması için son derece alarm zilleri çalan
bir olaydır. Buradan altını çizerek ifade etmek istiyorum: Dünya medeni bir
rekabete alışmak zorundadır. Egemen güçlerin önceki yüzyılda kurmuş
oldukları pazarların daha adil, rekabet edilebilir pazar şartlarında yeniden
el değiştiriyor olması kabul edilmesi gereken bir sonuçtur. Buradan savaşa
varan, daha farklı yıkımlara varan neticelerin üretilmemesi gerekiyor.
Dünyamızda herkese yetecek kadar refah vardır. Medeni bir biçimde, adil bir
biçimde, uluslararası kurallara uygun, eşit ve herkese uygulanan kuralları
içine alan bir ekonomik rekabet sistemiyle ekonomik kalkınma modellerini ve
pazarları aramaya devam etmemiz gerekiyor. Buradaki başarısızlık başka
şekilde izale etmeye çalışılırsa, buradaki adil rekabetin yerine biz
küresel mücadeleyi, kutuplaşmayı, hatta savaş tehdidini ortaya koyarsak
burası gerçekten bizi küresel bir faciaya götürür. Onun için Çin’in
ekonomik kalkınmasının adil bir biçimde gerçekleşiyor oluşunu desteklememiz
gerekiyor. Bu türden küresel bir istikrarsızlık ortaya koyan çabalara
destek vermediğimizi ifade etmek istiyorum.
Tekrar altını çiziyorum: Çin’in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine
bizim desteğimiz tamdır. Bu konuda içeride iç karışıklık çıkarmaya çalışan
olayları da desteklemediğimizi burada ifade etmek istiyorum.
Diğer taraftan Çin’in Türk dünyası ve İslam dünyasıyla son yıllarda
geliştirdiği ilişkiyi de memnuniyetle karşılıyoruz. Özellikle Türk
Devletleri Teşkilatı’na mensup olan ülkeler, başta Özbekistan, Kazakistan,
Türkmenistan, Kırgızistan olmak üzere, ve bu ülkelerle geliştirdiği son
yıllardaki ticarete ve yatırıma dayalı ilişkileri fevkalade önemli
buluyoruz ve destekliyoruz. Aynı şekilde Türkiye ve Azerbaycan’la da
ilişkilerinin artarak devam etmesini bekliyoruz.
Diğer taraftan İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerle de Çin’in son
yıllarda daha sistemli bir işbirliği geliştirme çabası içinde olduğunu
gördük. Daha birkaç gün önce Arap Ligi üyesi ülkelerle Pekin’de bir zirve
vardı. Bu zirve marjında gerçekten kalkınmaya yönelik, refaha yönelik,
işbirliğine yönelik güzel kararlar alındı, bunlar da önemli gelişmeler.
Diğer taraftan Çin’in Suudi Arabistan ve İran arasında yapmış olduğu
arabuluculuk çalışması da not etmeye değer, tarihi bir olaydı. Gerçekten
iki kardeş ülke arasında devam eden kronik sorunların Çin’in araya
girmesiyle bir çözüme kavuşma yoluna girmesi ve bölgesel istikrarın devreye
girmesi fevkalade önemli. Bölgemizde yaptığı bu yapıcı katkıdan dolayı da
ben Çinli meslektaşıma teşekkür ediyorum ve buradaki çalışmaların da
devamını diliyorum.
Değerli basın mensupları, yarın Urumçi ve Kaşgar’ı ziyaret edeceğim. Bu iki
şehir Çin’in kültürel zenginliğine katkıda bulunan iki kadim Türk İslam
şehridir. Bu şehirler, aynı zamanda Çin ile Türk dünyası arasında ve Çin
ile İslam dünyası arasında bir köprü rolü de oynamakta. Tarihi
dostluğumuzun ve komşuluğumuzun sembolleridir. Toplumların ve halkların
birlikteliği, güçlü devletlerin en büyük zenginliğidir. Bu coğrafyaların
tarihi ve kültürel zenginliğine tanıklık etmekten büyük memnuniyet
duyacağımı ifade etmek istiyorum.
Değerli dostum Sayın Wang’a cömert ev sahipliği için tekrar teşekkür
ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
SORU- İkili ekonomik ilişkileri geliştirme niyetinizden bahsettiniz. Bizim
aleyhimize olan ticaret açığını kapatmak için temaslarınızda bir konu
gündeme geldi mi? Ayrıca yine ikili ulaştırma projeleri de gündemde diye
tahmin ediyorum. Ulaştırma projeleri konusundaki değerlendirmelerinizi de
merak ediyorum.
Teşekkür ederim.
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Teşekkür ederim.
Az önce basın açıklamamda da ifade ettiğim gibi ekonomik ilişkiler kısmı
ikili ilişkilerimizin önemli bir ayağını teşkil etmekte. Bu konuda çok
detaylı, iki gün devam eden görüşmelerimiz var. Sayın Wang Yi ve arkadaşları
da konuya bütün detayıyla hakimler. Özellikle aramızdaki ticaret hacminin
büyüklüğünü biz memnuniyetle karşılıyoruz, ama bununla beraber dengesizliğin
de bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Bu dengesizlik nasıl giderilebilir?
Bu konudaki somut önerilerimizin, Çinli mevkidaşım ve makamlar tarafından
bu seyahatte karşılık bulduğunu görmekten özellikle memnuniyet duyduğumu
ifade etmek istiyorum. Burada, başta da söyledim, bizim bu aradaki açığı
kapatmaya yönelik somut tekliflerimiz oldu. Bunların başında tarım ürünleri
ithalatındaki yelpazenin genişletilmesi, turizm konusundaki çalışmaların
artırılması, daha fazla Çinli turistin Türkiye’ye gelmesi ve en önemli ve
iri ayak da, aslında söylediğiniz, Kuşak ve Yol Projesi ve bağlantısallık
konularıyla da bağlantılı olan, özellikle Kuşak ve Yol Projesi’nin uzantısı
olan konulardaki altyapı yatırımlarının, daha önce başlatılan projelerin
Türkiye’de nihayete erdirilmesi. Bu konuda Türkiye ve Çin arasında yaklaşık
10 yıldır devam eden, ileri düzeyli, çok emekli teknik çalışmalar var,
proje taslakları var, sonuca yaklaştırılmış fizibilite çalışmaları var.
Bunların somut olarak hayata geçirilmesi konusundaki beklentilerimizi
ilettik.
Diğer taraftan, bağlantısallık konusu tekrar gündeme getirdiğimiz
konulardan biriydi. Özellikle Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’ni ortaya koyduğu
andan itibaren gerçekten büyük bir çaba ve emek var, bölgede bir
mobilizasyon var. Bu konunun deniz ayağı var, kara ayağı var, burada belli
ilerlemeler sağlandı. Türkiye burada nasıl tamamlayıcı rol oynayabilir, her
iki tarafın da menfaatine uygun olabilecek şekilde, ve aynı zamanda Orta
Koridor’un Kuşak ve Yol Projesi’yle nasıl eklemlenmesi, entegre edilmesi
gerektiği meselesini gündeme getirdik. Aynı zamanda Kalkınma Yolu Projesi
gibi Basra Körfez’inden Irak’ı ve Türkiye’yi de içine alarak Avrupa’ya
doğru giden yeni rotaların, yolların bu büyüyen ve daha kompleks hale gelen
bağlantısallık ağına nasıl eklemlenebileceği konusundaki görüşlerimizi de
ilettik. Bunlar gerçekten bölgesel kalkınmaya, ilişkileri kurumsal
ilerletmeye ve büyük projelere dayalı vizyonların eseri. İki ülke
arasındaki ilişkilerin niteliği de bizce bu şekilde olmalı. Biz bu türden
çalışmalara ve müzakerelere Çin makamlarıyla devam edeceğiz. Ben bu
konudaki anlayışları için ve çabaları için de huzurlarınızda kendilerine
bir kez daha teşekkür ediyorum.
ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANI WANG Yİ - [SİMULTANE TERCÜME]
https://www.youtube.com/watch?v=v3tQrcVTTBI
* Interpress deşifresidir.