Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile Ortak Basın Toplantısı, 4 Haziran 2024

ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANI WANG Yİ - [SİMULTANE TERCÜME]

https://www.youtube.com/watch?v=v3tQrcVTTBI

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli meslektaşım, Sayın dostuma bu güzel ev sahipliği ve ifadeleri için çok teşekkür ediyorum.

Öncelikle Dışişleri Bakanı olarak Çin’i ziyaret etmekten duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Çin ve Türkiye Asya’nın iki kadim medeniyeti, Çin ve Türk milleti Asya’nın zenginliği, Asya’nın itici motoru. İki milletin, iki medeniyetin kurumsal işbirliği çerçevesi içerisinde beraber çalışması ve refahı, barışı, istikrarı ilerletme konusundaki azimleri fevkalade önemli.

Değerli basın mensupları, ziyaretime dün başladım, gerçekten yoğun bir programımız var. Önce “Center for China and Globalizaiton” adlı düşünce kuruluşunda bir etkinliğe katıldım, bir konuşma yaptım, daha sonra soru-cevap kısmı oldu. Daha sonra eski mevkidaşım Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro üyesi ve Siyasi ve Hukuki İşler Komisyonu Başkanı Çen Vençing ile görüştüm. Bu sabah Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkan Yardımcısı Sayın Han Zheng tarafından kabul edildim. Az önce de kıymetli mevkidaşım Sayın Wang Yi ile heyetlerimizle beraber kapsamlı bir toplantı yaptık. Gerçekten çok verimli bir toplantıydı. Ayrıca, Pekin’de dün CCTV adlı bir kanala mülakat verme imkânımız oldu. Bu arada burada yaşayan işadamlarımızla da bir araya geldik.

Değerli basın mensupları, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Sayın Xi Jinping’in ortak anlayışları ve vizyonları doğrultusunda ikili ilişkilerimiz ilerlemeye devam ediyor. Gerçekten iki siyasi liderin ortaya koyduğu büyük vizyon Çin ile Türkiye arasındaki modern zamanlardaki ilişkinin kurumsallaşarak ve derinleşerek ilerlemesinde önemli bir temel teşkil etmekte.

Amacımız, karşılıklı saygı ve yarar temelinde halklarımızın refahını artıracak adımları atmaktır. İlişkilerimizin önemli bir ayağını ekonomik ilişkiler oluşturmaktadır. Malumunuz ikili ticaret hacmimiz 2023 yılında 48 milyar Dolar düzeyine ulaşmıştır. Çin, Türkiye’nin Asya’da birinci, dünyada üçüncü büyük ticaret ortağıdır. Bu ticaret büyük oranda Çin’in lehinedir. Ticaret rakamlarını nasıl daha dengeli hale getirebiliriz konusunu tüm görüşmelerimizde gündeme getirdik. Türk tarım ürünlerinin ithalatı konusundaki kısıtlamaların kaldırılması gibi pratik tekliflerde bulundum.

Turizm, işbirliğimizi daha da geliştirmek istediğimiz bir diğer alandır. Daha fazla Çinli turistin ülkemize gelmesini hedeflemekteyiz. Çin Kültür ve Turizm Bakanı da bu konuları ele almak üzere bu hafta Türkiye’yi ziyaret edecekler.

Özellikle enerji alanına da yoğunlaşmak istiyoruz. Nükleer enerji ve kıymetli madenlerin değerlendirilmesi alanlarında da işbirliği imkanları bulunmakta. Bu konularda ilgili kurumlarımız, firmalarımız görüşmekte.

Öte yandan Çinli şirketleri özellikle yüksek teknolojili ürünlerde ülkemizde üretim yapmaya ve AR-GE merkezleri kurmaya davet ediyoruz. Böylelikle Çinli şirketlerin Türkiye üzerinden Avrupa, Ortadoğu ve Afrika piyasalarına erişimleri de kolaylaşacaktır.

Büyük önem verdiğimiz bir diğer konu da ulaştırma konusudur. Bu dönemde Kuşak ve Yol Girişimi ile Hazar geçişli Doğu-Batı Orta Koridor Girişimimiz daha da büyük önem kazanmıştır. Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor’un uyumlaştırılması, diğer bazı ulaştırma koridorlarıyla entegrasyonu için, örneğin Irak’taki Kalkınma Yolu gibi, somut adımlar atmayı hedefliyoruz.

Değerli basın mensupları, Türkiye olarak ikili işbirliği mekanizmalarına işlerlik kazandırmak istiyoruz. Bu konuda değerli meslektaşımla da mutabık kaldık. Bu amaçla Hükümetlerarası İşbirliği Komitesi Eş Başkanlığı görevine Cumhurbaşkanımız tarafından Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek atanmıştır. Komitenin bu yıl içinde toplanmasını arzu ettiğimizi buradaki toplantılarda meslektaşıma ilettim.

Bu yıl Çin Devlet Başkanı Sayın Xi Jinping’i de ülkemizi ağırlamak istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın davetini tekrar Çinli meslektaşımıza ilettim.

Değerli basın mensupları, uluslararası ilişkilerin pek çok alanında Türkiye’yle Çin’in örtüşen görüşe sahip olduğunu görüyoruz. Her iki ülke de uluslararası sistemde daha adil bir anlayışın hakim olmasını savunuyor. Türkiye’yle Çin arasında sürdürülecek iyi ilişkiler, bölgesel ve küresel barışın, refah ve istikrarın sağlanmasına da katkı sağlayacaktır.

Asya Pasifik’teki gelişmeleri ve jeopolitik yansımalarını da yakından takip ediyoruz. Asya Pasifik’teki sınamaların etkin çok taraflılık, yapıcı diyalog çabaları ve ortak önceliklere dayanan bir işbirliği gerektirdiğini düşünüyoruz.

Çin’in Filistin konusundaki duyarlılığı son derece memnuniyet vericidir. Çin’in Filistinlilerle dayanışma içinde olmasını ve iki devletli çözümü güçlü bir şekilde desteklemesini takdirle karşılıyoruz. Devlet Başkanı Sayın Xi’nin Filistin’de çözüm için geniş kapsamlı yetkin ve etkili bir uluslararası barış konferansı için çağrıda bulunması son derece önemlidir. Ne yazık ki bazı ülkeler İsrail’in Filistin’de uyguladığı zulme destek vermeye devam ediyorlar. İsrail’e siyasi destek ve silah sağlıyorlar, bu ülkeler İsrail’in uyguladığı soykırıma maalesef ortak olmaya devam ediyorlar. Gazze’de ateşkes, Gazzelilere insani yardımların kesintisiz ve güvenli şekilde ulaştırılması ve iki devletli çözüm için önümüzdeki süreçte de Çin ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

Ukrayna’daki savaş da uluslararası güvenlik, istikrar ve refahı sınamaya devam etmekte. Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini başından beri güçlü bir şekilde desteklemektedir. Adil ve kalıcı bir barışın taraflar arasında ancak diyalog ve müzakere yoluyla sağlanabileceğine inanmaktayız. Türkiye ve Çin’in Ukrayna’da barışın tesisi konusunda ortak anlayışa sahip olduğunu görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu konuda da istişarelerimizi ve birlikte çalışmayı sürdüreceğiz.

Geçtiğimiz gün Brezilya ve Çin arasında yapılan ortak barışa çağrı açıklamasındaki maddeleri de memnuniyet verici bulmaktayız.

Değerli arkadaşlar, Türkiye’nin Çin’in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine desteği tamdır. Çin’e yönelik silahlı terör hareketlerine karşı desteğimiz tamdır. Özellikle Çin’i karıştırmaya yönelik, Çin’in ekonomik gelişmesini durdurmaya yönelik uluslararası girişimleri doğru bulmadığımızı buradan ifade etmek istiyoruz. Çin’in ortaya koyduğu ekonomik rekabet edebilirlik yeterliliğinin başka şekilde uluslararası kamuoyuna yansıtılması, burada farklı bir küresel mücadele üretilme çabası gerçekten dünya barışı, istikrarı ve kalkınması için son derece alarm zilleri çalan bir olaydır. Buradan altını çizerek ifade etmek istiyorum: Dünya medeni bir rekabete alışmak zorundadır. Egemen güçlerin önceki yüzyılda kurmuş oldukları pazarların daha adil, rekabet edilebilir pazar şartlarında yeniden el değiştiriyor olması kabul edilmesi gereken bir sonuçtur. Buradan savaşa varan, daha farklı yıkımlara varan neticelerin üretilmemesi gerekiyor. Dünyamızda herkese yetecek kadar refah vardır. Medeni bir biçimde, adil bir biçimde, uluslararası kurallara uygun, eşit ve herkese uygulanan kuralları içine alan bir ekonomik rekabet sistemiyle ekonomik kalkınma modellerini ve pazarları aramaya devam etmemiz gerekiyor. Buradaki başarısızlık başka şekilde izale etmeye çalışılırsa, buradaki adil rekabetin yerine biz küresel mücadeleyi, kutuplaşmayı, hatta savaş tehdidini ortaya koyarsak burası gerçekten bizi küresel bir faciaya götürür. Onun için Çin’in ekonomik kalkınmasının adil bir biçimde gerçekleşiyor oluşunu desteklememiz gerekiyor. Bu türden küresel bir istikrarsızlık ortaya koyan çabalara destek vermediğimizi ifade etmek istiyorum.

Tekrar altını çiziyorum: Çin’in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine bizim desteğimiz tamdır. Bu konuda içeride iç karışıklık çıkarmaya çalışan olayları da desteklemediğimizi burada ifade etmek istiyorum.

Diğer taraftan Çin’in Türk dünyası ve İslam dünyasıyla son yıllarda geliştirdiği ilişkiyi de memnuniyetle karşılıyoruz. Özellikle Türk Devletleri Teşkilatı’na mensup olan ülkeler, başta Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan olmak üzere, ve bu ülkelerle geliştirdiği son yıllardaki ticarete ve yatırıma dayalı ilişkileri fevkalade önemli buluyoruz ve destekliyoruz. Aynı şekilde Türkiye ve Azerbaycan’la da ilişkilerinin artarak devam etmesini bekliyoruz.

Diğer taraftan İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerle de Çin’in son yıllarda daha sistemli bir işbirliği geliştirme çabası içinde olduğunu gördük. Daha birkaç gün önce Arap Ligi üyesi ülkelerle Pekin’de bir zirve vardı. Bu zirve marjında gerçekten kalkınmaya yönelik, refaha yönelik, işbirliğine yönelik güzel kararlar alındı, bunlar da önemli gelişmeler.

Diğer taraftan Çin’in Suudi Arabistan ve İran arasında yapmış olduğu arabuluculuk çalışması da not etmeye değer, tarihi bir olaydı. Gerçekten iki kardeş ülke arasında devam eden kronik sorunların Çin’in araya girmesiyle bir çözüme kavuşma yoluna girmesi ve bölgesel istikrarın devreye girmesi fevkalade önemli. Bölgemizde yaptığı bu yapıcı katkıdan dolayı da ben Çinli meslektaşıma teşekkür ediyorum ve buradaki çalışmaların da devamını diliyorum.

Değerli basın mensupları, yarın Urumçi ve Kaşgar’ı ziyaret edeceğim. Bu iki şehir Çin’in kültürel zenginliğine katkıda bulunan iki kadim Türk İslam şehridir. Bu şehirler, aynı zamanda Çin ile Türk dünyası arasında ve Çin ile İslam dünyası arasında bir köprü rolü de oynamakta. Tarihi dostluğumuzun ve komşuluğumuzun sembolleridir. Toplumların ve halkların birlikteliği, güçlü devletlerin en büyük zenginliğidir. Bu coğrafyaların tarihi ve kültürel zenginliğine tanıklık etmekten büyük memnuniyet duyacağımı ifade etmek istiyorum.

Değerli dostum Sayın Wang’a cömert ev sahipliği için tekrar teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

SORU- İkili ekonomik ilişkileri geliştirme niyetinizden bahsettiniz. Bizim aleyhimize olan ticaret açığını kapatmak için temaslarınızda bir konu gündeme geldi mi? Ayrıca yine ikili ulaştırma projeleri de gündemde diye tahmin ediyorum. Ulaştırma projeleri konusundaki değerlendirmelerinizi de merak ediyorum.

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Teşekkür ederim.

Az önce basın açıklamamda da ifade ettiğim gibi ekonomik ilişkiler kısmı ikili ilişkilerimizin önemli bir ayağını teşkil etmekte. Bu konuda çok detaylı, iki gün devam eden görüşmelerimiz var. Sayın Wang Yi ve arkadaşları da konuya bütün detayıyla hakimler. Özellikle aramızdaki ticaret hacminin büyüklüğünü biz memnuniyetle karşılıyoruz, ama bununla beraber dengesizliğin de bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Bu dengesizlik nasıl giderilebilir? Bu konudaki somut önerilerimizin, Çinli mevkidaşım ve makamlar tarafından bu seyahatte karşılık bulduğunu görmekten özellikle memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Burada, başta da söyledim, bizim bu aradaki açığı kapatmaya yönelik somut tekliflerimiz oldu. Bunların başında tarım ürünleri ithalatındaki yelpazenin genişletilmesi, turizm konusundaki çalışmaların artırılması, daha fazla Çinli turistin Türkiye’ye gelmesi ve en önemli ve iri ayak da, aslında söylediğiniz, Kuşak ve Yol Projesi ve bağlantısallık konularıyla da bağlantılı olan, özellikle Kuşak ve Yol Projesi’nin uzantısı olan konulardaki altyapı yatırımlarının, daha önce başlatılan projelerin Türkiye’de nihayete erdirilmesi. Bu konuda Türkiye ve Çin arasında yaklaşık 10 yıldır devam eden, ileri düzeyli, çok emekli teknik çalışmalar var, proje taslakları var, sonuca yaklaştırılmış fizibilite çalışmaları var. Bunların somut olarak hayata geçirilmesi konusundaki beklentilerimizi ilettik.

Diğer taraftan, bağlantısallık konusu tekrar gündeme getirdiğimiz konulardan biriydi. Özellikle Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’ni ortaya koyduğu andan itibaren gerçekten büyük bir çaba ve emek var, bölgede bir mobilizasyon var. Bu konunun deniz ayağı var, kara ayağı var, burada belli ilerlemeler sağlandı. Türkiye burada nasıl tamamlayıcı rol oynayabilir, her iki tarafın da menfaatine uygun olabilecek şekilde, ve aynı zamanda Orta Koridor’un Kuşak ve Yol Projesi’yle nasıl eklemlenmesi, entegre edilmesi gerektiği meselesini gündeme getirdik. Aynı zamanda Kalkınma Yolu Projesi gibi Basra Körfez’inden Irak’ı ve Türkiye’yi de içine alarak Avrupa’ya doğru giden yeni rotaların, yolların bu büyüyen ve daha kompleks hale gelen bağlantısallık ağına nasıl eklemlenebileceği konusundaki görüşlerimizi de ilettik. Bunlar gerçekten bölgesel kalkınmaya, ilişkileri kurumsal ilerletmeye ve büyük projelere dayalı vizyonların eseri. İki ülke arasındaki ilişkilerin niteliği de bizce bu şekilde olmalı. Biz bu türden çalışmalara ve müzakerelere Çin makamlarıyla devam edeceğiz. Ben bu konudaki anlayışları için ve çabaları için de huzurlarınızda kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.

ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANI WANG Yİ - [SİMULTANE TERCÜME]

https://www.youtube.com/watch?v=v3tQrcVTTBI

* Interpress deşifresidir.